Yakında ilk ultra'nızı mı koşacaksınız?
İşte o uzun mesafelerde düşünmeyi veya hissetmeyi bekleyebileceğiniz tuhaf şeylerden bazıları ...
Maraton üstü mesafelerde daha önce koşmadıysanız, zihninizin (ve vücudunuzun) bir ultraya nasıl tepki vereceğini bilmek imkansızdır.
1. "Neden bu kadar huysuz davranıyorum?"
Huysuzsun çünkü ultramarathon koşmanın en büyük kurallarından birini unuttun.
Ultra = düşük ruh hali.
Bunu aşmak için yapman gereken yegane şey = yemek yemek.
Ultralarda, özellikle uzun ultralarda ilk düşünmeniz gereken şey koşu değil gıdadır.
Uzun bir yolu koşmak çok fazla kalori yakar ve giden kalorileri geri almaya devam etmeniz gerekir.
200-250 kcal/saat kalori alımı çoğu koşucu için iyi bir orandır.
Şeker enerjiye en hızlı dönüşendir, ancak yarış uzunsa mideniz sadece şekere (enerji jelleri) tahammül edemeyebilir.
Aksi ve somurtkan olmaya başladıysanız kan şekeriniz düşmüş demektir.
Kontrol noktalarında iyi beslenin.
2. “Neden ağlıyorum?”
24 saat boyunca uykusuz ayakta kalırsanız, muhtemelen kendinizi yorgun ve duygusal olarak çiğ hissedersiniz.
İmkansız olduğunu düşündüğünüz bir yarış mesafesini bitirmek duygusal olarak ağır gelebilir ve göz yaşları ortaya çıkabilir.
Ultramaratonların bitiş çizgileri, bir çok hikayelerin olduğu, kontrolsüz duyguların yaşandığı ve gözyaşlarının bolca aktığı muhteşem yerlerdir.
Daha uzun yarışların sonuna doğru, küçük anların da büyük bir duygusal etkiye sahip olabileceğini unutmayın.
Size bir fincan çay veren bir yabancı veya rotadan çıkmanın veya tükendiğinizi anlamanın hayal kırıklığıda göz yaşlarına sebep olabilir.
Ama şunu unutmayın ki; bolca gözyaşının üstüne her zaman kendinizi çok iyi hissedersiniz.
3. "Bu tek boynuzlu at neden beni takip ediyor?"
Eğer bütün gece dışarıdaysanız, yorgunluk ve uyku yoksunluğu aklınıza garip şeyler yapabilir ve halüsinasyonlar görebilirsiniz.
Hayalleriniz ile barışık olun ve tek boynuzlu atı takip edin ;)
4. "Neden acıyor?"
Dağlarda 100 mil koşarken istisnasız herkes acı hisseder.
Yarış birincisi dahi acı hisseder.
Antrenman düzeyiniz ne kadar iyiyse acınız o kadar azalır ama hiç bir zaman sıfır olmaz.
Çekeceğiniz acı miktarını azaltmak için uzun koşularınızı ihmal etmeyin.
Antrenmanlarda Pace ve hız kaygısı olmayan uzuuuun koşulara çıkın ki bünyeniz hazırlıklı olsun.
5. "Neden bu kadar zor geliyor?"
Muhtemelen çok hızlı başladın.
Ve tüm tepeleri koşmaya gerek yok - en hızlı koşucular bile kaslarını korumak için dik yokuşlarda hızlı yürüme yaparlar.
Ultralar, kaplumbağanın tavşanı dövdüğü bir spordur.
Yani yarışın ilk yarısında bir kendini beğenmiş olmayın (bu genellikle erkekler için geçerlidir, çünkü çeşitli çalışmalar pacing'i değerlendirmekte erkeklerin çok daha kötü olduğunu göstermiştir).
Ama ikinci yarıda da bir pısırık olmayın.
Ultralar yorucu olur ve bazen yeni fiziksel şeyler hissedersiniz ve neredeyse her zaman kendine acıma hissi olur.
Ancak mümkün olduğunca verimli hareket etmeye devam ederseniz, yarış çok daha hızlı bir şekilde bitiş çizgisine ulaşacaktır.
6. “Neden bu kadar üşüyorum?”
Çoğu ultranın zorunlu bir kit listesi vardır, yarış için taşımanız gereken öğeler, genellikle su geçirmez, ekstra bir katman, telefon, folyo battaniye, düdük, su şişeleri ve benzeri öğeler.
Bazen hava durumu güneşli gösterir ama kullanmayacağınızı düşündüğünüz su geçirmez kıyafetleri taşımanız söylenir.
Ancak dağlarda hava genellikle sürprizler yapabilir ve özellikle bütün gece dışarıda olacaksanız, incecik kıyafetler taşımak her zaman akıllıca olmaz.
Birazcık üşüme dediğiniz şey sizi yarışı devam ettiremeyecek bir duruma sokabilir.
Sıcak kalmanın en kolay yolu, elbette, genellikle daha hızlı koşmaktır.
7. “Yeni arkadaşım olacak mısın?”
Yabancılarla güzel yerlerde uzun saatler boyunca koşacaksınız.
Herkes endorfin ve saf duygular ile dolup taşıyor.
Bu yüzden günlük hayatta muhtemel olmayan konuşmalar gerçekleşecek ve yeni, kalıcı dostluklar çiçek açacak.
Patika koşusu topluluğu, (orta yaş krizine girmiş erkekler en büyük demografik yapı olsa da) birçok yaştan, milletten ve vücut şekillerinden insanı kapsayan misafirperver bir yerdir.
Koşarken tanıştığınız yeni arkadaşınız ile yaşam öykülerinizi farkına varmadan paylaşacaksınız.
8. "Kadınlar nasıl oluyorda erkeklerden daha iyi olabiliyorlar?"
Her ne kadar yarışları kazananlar erkekler gözüksede istatiksel olarak kadınların uzun yarışları tamamlayabilme oranları erkeklerden çok daha yüksek.
Bunun hem fiziksel (bünyesel daha iyi sıcaklık regülasyonu, daha iyi yağ metabolizması, daha iyi pacing ayarlayabilme) hemde ruhsal (daha dayanklı olma, daha akıllı olma) sebepleri var.
Ultralar gerçekten kadınlar için çok uygun bir spordur.
Ultralarda kararlılığınızın boyutu kaslarınızın boyutundan çok daha önemlidir.
9. "Neden bu kadar zihnen uçmuş hissediyorum?"
Bu bir hippi sporudur.
Birçok seçkin ultra koşucusu, vahşi, yeşil ve dağlık yerlerde olmak ve onları korumak konusuna işin atletik ve rekabetçi tarafından daha çok önem verirler.
Birçok bilimsel çalışma , doğanın bizim için ne kadar inkar edilemez derecede iyi olduğunu ve doğal ortamda egzersiz yapmanın biyofilya etkisi (doğuştan gelen özümüzün doğaya bağlı olması ve bizi psikolojik olarak ayağa kaldırma yeteneği) beslediği göstermiştir .
Yani güzel yerlerde olmak bizim için iyi.
Biraz koşun ve bolca endorfin yapın (ve bir trekking etkinliğinde olabileceğinden çok çok daha fazla yer keşfedin).
Ayrıca, doğada koşmak, koşu bandından veya asfalttan çok daha fazla ayak bastığınız yerlerin farkında olmanız gerektiği anlamına gelir, sizi şu anda tutar ve olayı duygusal bir deneyim haline getirir.
10. "Neden herkes selfie çekiyor?"
Çünkü bitiş çizgisinde selfie çekmek zorunludur :)
Sosyal medya ultraların daha çok insana ulaşmasında çok büyük bir etkendir.
İnsanlar arkadaş edinmek için, ilham vermek için, ilham almak için ve daha bir çok nedenle sosyal medyayı kullanır.
Sizde kullanın.
Kaçmayın.
Paylaşın.
Unutmayın ki; mutluluklar paylaştıkça çoğalır ;)