Hepimiz yavaş yavaş koştuğumuz mesafeleri artırıyoruz veya
artırmaya heves ediyoruz.
Bunu yaparken 200 km veya daha uzun bir yarışa katılmaya heves
edersek nasıl hazırlanmamız gerektiği konusunda kendimce naçizane tavsiyelerimi
dile getirmek istiyorum.
·
Aceleye
getirmeyin.
Böyle bir yarış koşmak istiyorsanız antrenman için uzun bir süre ayırın. Eğer
güzel bir koşu antrenman hacminiz yoksa birkaç ay sonra 200k bir yarışa girmeye
kalkmayın. Uzun bir antrenman dönemi ile kazanacağınız koşu hacmi yarışı
bitirme olasılığını artıracaktır ve sakatlanma riskinizi azaltacaktır. Ayrıca
daha iyi antrenman seviyesi yarışta daha az eziyet çekmeniz anlamına
gelecektir.
·
Bir Antrenman
Planı edinin ve ona sadık kalın.
Böyle bir yarış için ortalama olarak 6 aylık bir antrenman planınız olması
lazım ve bu planda haftalık en az 5 antrenman olması çok iyi olacaktır. Bu
antrenman planının en az %80-90lık kısmı uzun-yavaş koşular dediğimiz
dayanıklılık kazandırmaya yönelik koşular olması lazım. Böyle bir yarışa
hazırlanırken 4 saatte koşulan bir 30k antrenmanın faydası 3 saatte koşulan bir
30k antrenmandan daha fazla olacaktır. O yüzden süre odaklı ve uzun koşu odaklı
bir antrenman programı olması faydanıza olacaktır.
·
Nasıl antrenman
yapmalıyım?
Nasıl antrenman yapmalıyım. Bu soruya en iyi cevap kişisel olacaktır. Cevap
hedefi, koşucuyu, parkuru ve koşucunun dayanıklılık geçmişini hesaba
katmalıdır. Bir kişinin bitirmesi için standart bir formül yoktur çünkü her
kişi bireysel cesaret, disiplin ve zindeliği beraberinde getirir. Herkes için
geçerli olan birkaç genel kural önerebilirim. Ayakta geçirilen süre çok
önemlidir. Kilometreler yerine süreyi temel alarak antrenman yapın. Rotaya
mümkün olduğu kadar çok benzeyen yerlerde antrenman yapın (yükseklik, koşullar,
hava durumu). Parkur kumlu ve sıcaksa, kumlu ve sıcak olduğunda koşmanın nasıl
bir his olduğunu bilmelisiniz. Eğer yirmi nehir geçişi varsa, nehir geçişinde
veya sonrasında ne yapacağınızı bilmelisiniz.
·
Pik haftanız
yarıştan en az 1 ay önce olsun.
Çarşamba veya Perşembe öğrencilerine interval antrenmanı yaptırıp hafta sonu
onları maratona sokan antrenörler görüyorum. Böylesi bir hatayı bu mesafede
asla yapmayın. Yarışa yeterince toparlanamadan girmek yarıştaki veriminiz
düşürecektir.
Yarıştan 4 hafta önce antrenmanda pik haftayı yapıp, ondan sonra antrenman
hacminizi düşürerek taper dönemine girmeniz lazım. Böylesi bir yarışa bünyeniz
tam olarak toparlanmış olarak girmeniz gerekiyor.
·
Güzergâhı iyi
çalışın.
Böylesi bir yarışa girmeden güzergâhı iyice çalışın. Yarışın tüm zorunlu
malzemeleri yanınızda olsun. Ve ayrıca yarış güzergâhınızda ihtiyaç
duyabileceğiniz başka malzemeler tespit ettiyseniz onları da yanınıza alın. Mesela
bu mesafelerde çantamda flaster band bulundururum. 247 km uzunluğundaki
Spartathlon 36 saat içinde bitmesi gerekiyor ama 50km daha uzun olan PTL yarışı
6 gün sürebiliyor. Her güzergâhın isteği çok farklı olabiliyor. Bu mesafede
yarışacağınız güzergâhın sizden ne istediğini iyi biliyor olmanız lazım.
·
Gece koşmak
zorundasınız.
Bu mesafedeki bir yarışta gün batımından gün doğumuna kadar tüm geceyi ve hatta
birkaç geceyi parkurda geçireceksiniz. O yüzden gece koşmaya alışık
olmalısınız. En azından gece koşmak konusunda bir sıkıntınız olmamanız
gerekiyor.
·
Güç
Antrenmanları çok işe yarar.
Bu mesafedeki bir yarışta sadece bacaklar değil, tüm gövde güçlü ve dayanıklı
olmasında büyük fayda var. O yüzden haftada en az 1 gün spor salonu (2 gün
olursa çok daha iyi) güç antrenmanları size çok fayda sağlayacaktır.
·
Mental antrenman
şart.
Bu mesafedeki bir yarışta parkurdan daha çok kendi beyniniz ile mücadele
edeceksiniz. Sürekli olarak pes etmenizi söyleyen beyninizin içindeki o sesle
mücadele edebilmeniz lazım. Bu mesafedeki bir yarışta yarışı bırakanların
yarısından fazlası herhangi bir sakatlığı olmadığı veya cut-off süresine
takılmadığı halde yarışı bırakanlar oluyor. Bu mesafede hem parkuru hem kendi
zihninizi yenmeniz gerekecek.
·
Beslenmenizi çok
iyi planlamanız gerekiyor.
Özellikle yarış esnasında neyi yemeniz ve neyi yememeniz konusunda tüm
kararları almış olmanız gerekiyor. Yarış CP’lerinde size iyi gelen gıdalar yoksa
drop-baglerinizin içine sevdiğiniz gıdaları koyduğunuzdan emin olmanız
gerekiyor. Eğer gıda alımınızı yani enerji alımınızı verimli yapamazsanız
isterse tüm yıl antrenman yapmış olun ve çok iyi bir antrenman seviyesi
yakalamış olun fark etmez, sonuç hüsran olur. Birkaç geceyi parkurda
geçireceğiniz bir yarışta vücudunuzun enerji depoları defalarca boşalacaktır ve
sizin onları doldurmanız gerekecektir. Sizi birkaç gündüz ve gece ayakta
tutacak bir gıda ve sıvı alımınız olması gerekiyor.
·
Dinlenmeyi iyi
planlamanız gerekiyor.
Yarış esnasındaki dinlenmeden bahsediyorum. 100 mil yarışlarına kadar olan
yarışlarda genellikle uyku molası vermeden yarış tamamlanır. Ama 300k olan PTL
gibi bir yarışta yarış ortalaması 5 gün civarında oluyor. Birkaç geceyi
parkurda geçireceğiniz bir yarışta molasız gitmek mümkün olmuyor ve yeterli
dinlenme olmadan zorlamak yarışı bitirememenize dahi sebep olabilir. O yüzden
hangi CP’de ne kadar dinleneceğinizi iyi hesap etmeniz gerekiyor.
·
Ayakkabı ve
elbise işini çok iyi düşünmeniz gerekiyor.
Bu mesafede sizi hızlı götürecek değil, sağlam götürecek bir ayakkabı seçmeniz
gerekiyor. Hem bünyenizi üzmeyecek kadar yastıklaması olan, hem yarı yolda
dağılmayacak kadar sağlam, hem su toplamasına sebep olmayacak olan bir ayakkabı
ile koşmanız lazım. Şortunuzun, tişörtünüzün size rahatsızlık vermiyor olması
lazım. Hiçbir sakatlığım yokken şortumun bacak aralarımda çok su toplamasına
sebep olduğu için bıraktığım yarış oldu. Kısaca; ayakkabı, çorap, şort, tişört
gibi şeylere dahi kafa yormanız gerekiyor.
·
200 mil için
çoğu yarışın finisher ortalaması %50’den fazla değil.
Yarış parkuru size kolaymış gözükebilir ama bu mesafelerde çok fazla hesap
edilemeyen faktör ortaya çıkar. Onlarca koşucunun, su toplamış ayaklarla devam
edemedikleri veya devam etmek istemedikleri için, beklemedikleri mide bulantısı
nedeniyle veya onları gözyaşlarına boğan yorgunluk nedeniyle yarış
bıraktıklarını gördüm. Halüsinasyonlar, su toplaması, Rabdomiyoliz, yaralanma,
tendinit, iltihaplanma, dehidrasyon, irade kaybı ve aşırı yorgunluk,
koşucuların DNF nedenlerinden sadece birkaçı. Görevinizde zorluk üstüne
zorlukla karşılaşacaksınız ve bitiş çizgisini geçmek istiyorsanız her biriyle
kendinizden emin bir şekilde yüzleşmelisiniz. Duygusal çöküntüler olacak.
Kendinizden şüphe etme duyguları sizi ele geçirip sizi vazgeçmeye ikna etmesini
ve iniş çıkışların kafatasınızın içinde çalkalanmasını bekleyin. Yarışın sizi
evrendeki en varoluşsal sorunun iç gözlemine sürüklemesini bekleyin: neden
buradasınız?
Benim aklıma gelenler bunlar oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder