22 Ekim 2015 Perşembe

Krali Marko Ultra Trail

Bu haftasonu katıldığım yarış hakkında bir yazı yazayım dedim.
Makedonyanın Prilep şehrinde yapılıyor yarış. Prilep küçük bir yer. Bizim İznik'ten daha büyük değil.
Üsküp havaalanına Sabiha Gökçen'den Pegasus ve Atatürk Havaalanından THY ile uçuşlar var.
Ama Üsküp Havaalanından Üsküp'e taksi haricinde başka ulaşım aracı yok ve taksi ücreti 20€. Üsküp'ten Prilep'e otobüs ile ulaşım sağlanabiliyor. Ben araç kiralama yolunu seçtim. HOLIDAYCARS1 sitesi üzerinden 2 günlüğüne 156 TL gibi bir ücretle araç kiraladım. Kiraladığım araç Citroen C3 1.6 HDI çıktı. Oldukça iyiydi yani. Cuma günü Üsküp'e gittim ilk olarak. Sonra Prilep'e geçtim ve sonrasında da Prilep'ten havaalanına dönüş kısmı dahil olmak üzere 10€ civarında bir benzin harcamam oldu. Üsküp - Prilep arası yaklaşık 130km. Booking.com üzerinden Prilep'te pansiyon tarzı veya otel tarzı konaklama imkanları bulmak mümkün.
Yarış sitesinde yarış numaralarının nerede dağıtılacağı pek tarif edilmemiş. Gitmeden arayıp numarayı nereden alacağınızı öğrenmeniz faydanıza olur. Yarış paketinin içinde küçük bir parmağa benzer ve üzerinde numara olan lastikli bir cisim var. Bunu başlangış noktasına gelirken mutlaka yanınıza alın. Çünkü bu zaman çipiymiş. Vardığınız kontrol noktalarında bunu cihazlara okutuyorsunuz.
Yarışın ilk 4km'si genelde engebesiz tarlalardan geçiyor. Burasını yarışın ısınması olarak kabul edin. Çünkü bu noktadan 4km daha gidip ilk CP'ye ulaşıyorsunuz ama bu ikinci 4km içinde 500mt'den fazla irtifa kazanımı oluyor. İlk CP tepenin üstünde bir manastırın önünde yer alıyor. Buradan çıktıktan sonra genelde pek koşamadığınız, ıslak kayalar yüzünden en az birkaç defa düşeceğiniz dik bir iniş sizi bekliyor. 13k civarına geldiğinizde CP olmayan bir gıda-su masası yerleştirmişler. Buradan enerjinizi alıp devam ediyorsunuz.
Bu masadan 18k'daki CP2 ye kadar genelde koşulabilen iniş çıkışlı yumuşak bir arazi üzerinden geçiyorsunuz. CP''den kısa süre sonra patika bitip köylere ait bir toprak yol başlıyor. CP2'den hafif ama sürekli bir yokuş bir yol ile 24k'daki CP3'e ulaşıyorsunuz. Burada enerjinizi iyi depolayın çünkü burada yol bitip patika başlıyor.
CP3'ten sonra patika ciddi bir eğimle sizi yukarı götürmeye başlıyor. 1k kadar yokuş gittikten sonra 1k civarı süren bir düzlüğe çıkıyorsunuz. Bu noktadan sonra en az %25 eğimli, belkide daha fazla (İznik Ultranın ilk kısmındaki şu 500mt'lik yokuştan daha dik) ve en az 4k süren bir yokuş nefesinizi kesiyor. Ve tepesine bir disko topu dikilmiş olan zirveye ulaşıyorsunuz. Geçen sene koşan arkadaşlar 30k civarında olan bu zirveden manzaranın çok güzel olduğunu söylüyorlar ama biz koşarken 50mt ötesini göremediğiniz yoğunlukla bir sis vardı ve manzarayı göremedik.
Zirvenden sonra 30k-33k arası %7 civarı hafif eğimli bir iniş var ama zemin aşırı kayalık olduğu için pek koşamadım. 33k-35k arası toprak ve patika ama en az %15-20 eğimli bir iniş olduğu için o kısımda da pek koşamadım. Ve 35k'da CP4'e ulaşıyorsunuz.
CP4'den sonra patika'dan 2k kadar tekrar yükseliyorsunuz ve 37k civarında patika'dan toprak yola geçiyorsunuz. Bu nokta aynı zamanda bir süreliğine yokuşlarında bittiği nokta oluyor. Buradan 42k'daki CP5'e ve oradan da 48k'daki CP6'ya kadar toprak yoldan sürekli hafif bir eğimle iniyorsunuz. Bu kısmı büyük ihtimalle yarışın en rahat kısmı.
48k CP6 ile 18k'daki CP2 aslında aynı noktalar. Bu noktada sabah geldiğiniz rotaya geri giriyorsunuz. 6k kadar gidip sabah 12k'da, şimdi 54k'da olmuş olan gıda masasına ulaşıyorsunuz. Bu noktadan sonra 57k'daki son CP, yani CP7'ye (sabahki CP1) kadar sabah indiğiniz dik yokuş sizi bekliyor olacak.
Bu son CP'den sonra sabahki rotadan çıkıyorsunuz ve farklı bir rota üzerinden inmeye başlıyorsunuz. 2k kadar gittikten sonra patika sizi bir kayanın başına getiriyor. Bu kayanın üzerine tutunupda inebilmek için çelik halat düzeneği kurmuşlar. Çünkü en az 150mt olduğunu tahmin bu kısmı bu iniş halat sistemine tutunmadan inmek pek olası değil. Buradan sonra 5k kadar çoğunlukla iniş olan patikayı devam ederek son 1k mesafede sabahki rotayla yeniden karşılaşıyorsunuz. Ve bitiş çizgisine ulaşıyorsunuz.
Yarış sitesinden 3100mt irtifa kazanımı var diyor. Ama RUNKEEPER2 kayıdı 3387mt irtifa kazanımı yazdı.
Rotayı Google Earth üzerinde görmek isteyenler için KML2 versiyonu.
KML üzerinde 2 küçük kaybolmamıda görebilirsiniz. Birisi 30k zirvede (nasıl becerdiysem artık onu smiley ) biriside 35k CP'den hemen sonra.
CP'ler çok iyiydi. Tuz, su, kola, izotonik içecek, tatlı ve tuzlu olmak üzere en az bir düzine çeşit gıda vardı masalarda. Hiç yanınıza gıda almadan gönül rahatlığı ile start noktasından çıkabilirsiniz.
Son CP'den sonra karanlıkta kaybolmaların yaşanabileceği noktalara kafa fenerleriyle yerleştirilen kişiler (60k ve 63k civarlarındaydı galiba) gerekli yönlendirmeleri yaptılar.
Netice itibariyle; yokuşları seviyorsanız en az 1 defa gidip koşmanız gereken bir yarış bence.
***
Parkuru tanıttım yukarıda ama ben neler yaptım onu anlatmadım.
Birazda ondan bahsedeyim.
Sabah aceleyle otelden çıkarken kafa lambamı, yağmurluğumu ve suluklarımı otelde unuttum.
Şansıma ilk CP'de 500ml su şişeleri vardı. İkisini aldım ve kendime suluk yaptım.
Hava biraz serindi. CP4'e kadar 15 derece civarı bulutlu bir hava vardı.
CP4'de yağmur başladı ve hava 10 derece civarına indi. Ve yarış sonuna kadarda pek durmadı.
Yağmurluk olmadan sadece rüzgarlık ile yağmurluk altında koşmak zorlayıcı oldu.
Üstüne iyi enerji veriyor diye CP'lerde 4-5 bardak kola içince vücud dahada soğuyordu.
Yağmur başladıktan sonra hiç terlemediğimi idrarımın su berraklığında olmasından anladım.
Kafa lambam olmadığı için sürekli karanlık olmadan yetişebilirmiyim hesabını yapıyordum.
CP3-CP4 arası beklediğimden daha uzun sürdüğü için 35k'daki CP4'de yetişemeyeceğimi anladım ve kafa lambalı birilerini yakalayabilirmiyim diye koşmaya başladım.
Ama sadece 37 kişinin bitirdiği bu yarışta genelde yalnız koşuyorsunuz zaten.
57k'daki son CP'ye geldiğimde halen birilerini yakalayamamıştım ve en fazla 10dk sonra önümü göremeyecek kadar karanlık olacaktı ve son 8k en az 1buçuk saatimi kafa lambam olsa dahi.
Bi ara son CP'de yarıştan çekileyim diye düşündüm ve sonra "sen bulursun bir yolunu" dedim ve karanlığa doğru koşmaya başladım.
Şansıma 10dk kadar sonra çantalarıyla uğraşan 2 Bulgar koşucuya rastladım.
Onlara ışığım yok, sizinle gelebilirmiyım diye rica ettim. Beni aralarına aldılar ve bitişe kadar ikisinin arasında onların ışığından istifade ederek geldim.
Tavsiye 1: Islak kayaların üzerinde Hoka'lar pek iyi tutunamıyor. Hava yağışlı ise bu rotada yolu iyi tutan ayakkabılar öneririm.
Tavsiye 2: Otelden çıkarken malzeme kontrolünü iyi yapın smiley

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder