Yeni başlayanlar için Ultra Maratonlar nedir sorusunu kendimce cevaplamaya çalıştım.
Konuda sizlerinde yorumlarınızı ve desteklerinizi görmekten memnun olurum
Klasik maraton mesafesi olan 42.2km'den daha uzun olan koşu yarışları için ultra maraton ifadesi kullanılır. En yaygın olarak 50km - 80km aralığında olurlar. Ama 100km ve 160km olanlarıda oldukça popülerdir.
Her ne kadar maratonlar gibi yollarda yapılanları da olsa büyük bir çoğunluğu patika koşusu olarak insanı kendisine hayran bırakan yerlerde gerçekleşir.
Ultra koşucularının tamamına yakını sanılanın aksine hiçbir süper özelliği olmayan insanlardır. Bizler sadece limitlerimizi görmeyi bağımlılık haline getirmiş sıradan insanlarız. Şahsen beton binaları ve trafiği ile bir şehirle mücadele etmek yerine yeşillikleri ve muhteşem manzarası ile bir dağla mücadele etmeyi tercih ederim.
İlk ultranızı koşmadan önce bilmenizde fayda olacak şeyler;
1- Ultra maratonlar maratonlardan daha kolay ve daha iyidirler.
Ultra maraton diyince gözünüzün önüne yüzlerce km uzunluğundaki yarışları getirdiyseniz bu görüşe katılmayabilirsiniz. Ama inişli-çıkışlı, yumuşak bir zeminde yapılan 50km bir ultra maraton, sert asfalt zeminde yapılan bir maratona göre hem vücudunuzu hemde eklemlerinizi çok çok daha az hırpalar. Ayrıca inişli-çıkışlı değişken parkur vucüdunuzun çok daha fazla kasını çalıştırır ve güçlenmenize çok daha fazla yardım eder.
Ve en önemlisi; ilk ultra maratonunuzu bitirme anında ilk maratonunuzu bitirme anına oranla kendinizi çok çok daha iyi hissedersiniz.
Ayrıca örneğin Antalya maratonunda bitiş çizgisi 5 saatte kapanırken 50km bir ultrada bitişin kapanma süresi duruma göre 10 saati bulabilir. Yani çok daha az stresi vardır.
2- Ultra maratonlar bir yeme-içme organizasyonudur
Ultra maratonlar için "içine birazcık manzara ve egzersiz katılmış yeme içme organizasyonlarıdır" diyenler dahi var. Çünkü 6 saat veya 12 saat veya 24 saat sürecek bir ultra maratonda yemeden ayakta kalamassınız.
Bir maratonda masalarda sadece muz veya portakal bulabilirsiniz. Ama iyi organize edilmiş bir ultra maratonda masalarda tatlısından tuzlusuna bir düzine gıda bulabilirsiniz. Ve 24 saat içerisinde 10bin kaloriden daha fazla gıda tüketmek için geçerli sebebinizin olduğu tek yer ultra maratonlardır.
3- Ultra maratonlarda gerçek manada yavaş koşabilirsiniz.
Ultra maratonlar kaplumbağaların tavşanları yendiği yerdir. Bu işte yeniyseniz 80km, 100km bir ultrada bitiş çizgisini görebilmenin yegane yolu hız, pace, en iyi derece gibi olguları unutup ayakta kalmanızı sağlayacak bir strateji geliştirmektir. Bunda da ilk adım yavaşlamaktır. Derece kaygısı olmadan yapılan bir ultranın ne kadar zevkli olabileceğini ofisinizdeki arkadaşlarınız bilemez. Ama doğanın keyfini çıkararak, yeni arkadaşlar edinerek ve sürekli yemek yiyerek yapılan ultralar bir süre sonra bağımlılık haline gelir
4- Ultralarda yürümeye teşvik edilirsiniz.
Bir yarı maratonda yürümeyi kimse aklından dahi geçirmez. Maratonda yürümek ise ayıp sayılır ve aşırı dik bir yokuş yoksa maratonlarda amaç yürümeden bitiş çizgisini görmektir. Ama ultra maratonlarda parkur çok değişkendir ve kürsüde altın madalya alırken gördüğünüz şampiyon dahi birçok yokuşda yürümüş olur. Hatta 6 saat koşunun üzerine düzlükde dahi olsa yürüyüş molaları vermek ultralarda tavsiye edilen şeylerdendir.
5- Ultra maratonlarda yürüyüş batonu dahi kullanabilirsiniz.
Nadiren bazı ultralarda izin verilmesede çoğu ultrada baton kullanımına izin verilir ve hatta bazı ultralarda baton zorunlu malzemeler listesinde yer alır. Yürüyüş batonları uzun ultralarda özellikle yokuşlar boyunca ayaklarınızdaki yükü kollarınıza paylaştırmakda yardımcı olur ve vücudunuzu dik tutmakda size yardım eder.
6- Ultralara hazırlanmak maratonlara hazırlanmaktan daha kolaydır.
Maratonlara hazırlanırken, hız, nefes, dayanıklılık, esneklik gibi birçok faktör gözönüne alınarak interval, tempo koşusu, uzun koşular gibi çeşitli yüklemeler yapılır. Ultralarda ise ana kriter dayanıklılık olduğu için antremanlarda uzun koşular esastır. Ve bu uzun koşularda örneğin şehrin asfalt yollarında yapılmış 3 saat 30km bir koşu yerine ormanlık alanda yapılmış 5 saat 30km bir koşu daha çok makbule geçer.
7- Ultralar zihinsel bir aktivitedir.
Bir 100mt koşucusu nefes antremanı dahi yapmaz çünkü nefes almadan dahi 100mt'yi bitirebilir. Ama elit bir maraton koşucusunun ana kıstası güç ve dayanıklılıkken orta halli bir maraton koşucusunun ana kıstası dayanıklılık haline gelir.
Bir ultracının ana kıstası her daim dayanıklılıktır ve bu dayanıklılık sizin antreman seviyenize göre veya parkurun uzunluğuna göre veya zorluğuna göre %10 fiziksel dayanıklılık %90 zihinsel dayanıklılık haline gelebilir.Ultralarda ana olgu kaslarınızın büyüklüğü değil, zihinsel kararlılık seviyenizdir.
8- Muhtemelen ağlayacaksınız.
Duruma bağlı olarak ultralarda pişik problemi yaşabilirsiniz, mide sorunları yaşayabilirsiniz, kramp sorunları yaşayabilirsiniz, ayak tırnaklarınızı kaybedebilirsiniz, uzun süre bedeninizin sınırlarında gezinmekten halüsilasyon görmeye başlayabilirsiniz ve bunların üzerine uzun süreli uykusuzluk ve yorgunluk halide eklenince bilincinizin oluşturduğu kabuklar ortadan kalkar ve tıpkı bir sarhoşun tamamen biliçaltındaki şeyleri söyleyip yapması gibi biliçaltınız ve siz duygularınızı tamamen saf haliyle yaşamaya başlayabilirsiniz. Bunun neticesinde belki acıdan ama çoğunlukla sevinçten gözyaşı dökeceksiniz. Bitiş çizgisinde mutluluktan sarhoş olup kendinizden geçme ihtimaliniz dahi var.
9- Birçok arkadaş edineceksiniz.
Binlerce kişinin koştuğu bir şehir maratonunda kimse kimsenin yüzüne bakmaz. Bir sürünün içinde tek başınasınızdır. Tek derdinizin bitiş çizgisini görmek olduğu bir ultrada ise yanyana koşabileceğiniz, parkur boyunca muhabbet edebileceğiniz, oradan bir arkadaş olarak ayrılabileceğiniz bir çok koşucu ile karşılaşırsınız.
Bir şehir koşusunda birbirlerine yardım eden koşucu pek görülmez ama bir ultrada yardıma muhtaç duruma düşmeniz veya yardıma muhtaç bir koşucuyu görmeniz çok yüksek ihtimaldir ve ultralarda yardıma muhtaç bir koşucuya yardım etmemek büyük ayıp sayılır.
Bu ortamdan da genellikle hep yeni arkadaşlar edinerek ayrılırsınız.
10- Bir ultracı ile karşılaştığınızda ona Marathon des Sables'i koşup koşmadığını sormayın
Genellikle en zor ultra maraton diye birçok yerde ismi geçtiği için ultracılara Marathon Des Sables'i koşup koşmadığı çok sorulur ve her ne kadar ultracılar genelde çok hoşgörülü insanlar olsada bu Marathon Des Sables muhabbeti bir noktadan sonra can sıkıcı olmaya başlar. Çünkü Marathon Des Sables aşırı derecede pahalı ve bence hakettiğinden çok daha fazla üne sahip bir yarıştır. Çünkü ondan çok daha ilginç, çok daha etkileyici, çok daha zor, sizden çok daha fazlasını talep edecek birçok ultra vardır. Kaldı ki tek espirisi çöl ve sıcak olan ultralar yerine orman ve dağ ultraları her zaman ilk tercihim olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder